K.Maraş’ın Türkoğlu ilçesin de duvarları kerpiç olan evimiz de gözlerimi dünyaya açtığım da her şey daha farklıydı. Çocukluğumun deli dolu geçmesi daha küçük yaşlar da takım elbiseli kafasın da kasketi, cepkenin de köstekli saati , ve ağzında cigarası ile göz kamaştıran titizliği her zaman dikkat çeken dedemin elinden tutarak işlettiğimiz bakkal dükkanına giderdim. Yedi sekiz yaşların da idim. Daha o yaşlar da ticaretle haşır neşir olmuştum. Babamla Annem Almanya da çalıştıklarından Bizi hep dedem ve nenem büyütmüştü. Okul dönüşü genelde bakkal dükkanımızda vakit geçirirdim. Sonra yıllar geçti büyüdüm serpildim. Babamlar kesin Almanya dönüşü sonrası işlerimizi daha da büyütüp küçük bakkal dükkanından Gıda toptancısına geçiş yapmıştı. Çocukluk yaşlarımdan çıkıp bıyıklarımın yeni terlediği dönemlerde de hep ticaretin içinde olmuştum. İşlerimiz gayet iyi gidiyordu. Aradan geçen yıllardan sonra işlerimiz bozulmuş elde avuçta bir şey kalmamış Kahramanmaraş’a veda ederek İstanbul’un yolunu tutmuştuk. Kader ağlarını örmeye başlamıştı. İstanbul’un hayat şartları çaresizliği bizleri bambaşka bir yola sürüklemişti. Anacığımın ne zahmetlerle ne çilelerle yaptığı içli köfteleri babam İstanbul’un gösterişli kalabalık caddelerin de ve sokaklarında satmaya başlaması rotamızı çizmişti sanki. Birbirini kovalayan yıllar çabuk geçiyor içli köfte ile haşır neşir olmaya başlamıştık. Annem evde içli köfte yapıyor ben babama götürüyor babamda istiklal caddesin de mis gibi kokan nar gibi kızarmış içli köftelerini satıyordu. Artık içli köfte bizim kaderimiz olmuştu. Kadere karşı gelmek mümkün değildi. İçli köfte ile ödenen borçlar bakılan aileler kader olmaktan çıkıyordu. Daha sonra açılan Sabırtaşı Restoranımız mesleğimiz olmuştu.Babamın vefatından sonra bu meslek bana kalmıştı. Artık yaptığımız işi meslek olarak görmüyor, içli köftelerle özdeşlesen bir gelenek haline gelen sevgili babamın Sabırtaşı içli köfteleri benim için daha büyük anlamlar taşıyordu. Hem babamın anısını yaşatmak hem aile geçimine olumlu etki etmek bana büyük bir sorumluluk yüklemişti. Artık televizyonlara çıkıyor,üniversiteler de girişimcilik hikayeleri anlatmaya başlamış sürekli babamı yaşatmaya çalışıyordum. İşte bundan sonrası benim için hayaldi. Kısaca kaderimin hayale dönüştüğünü görmüştüm. Küçücük bir içli köfte belki içerisine bir avuç kıyma koyuyorduk ceviziyle baharatıyla çeşnisiyle. Ama biz o küçücük içli köftenin içine otuz yıllık bir geçmiş zorluklar üzüntüler sevinçler yerleştirmiştik. İçli köftemizi avucumuzda şekillendirirken köfteyi değil de sanki kendi hayatımıza şekil veriyorduk. Artık hayalimin peşinden gidiyorum. Ama bu hayali bitirmeden yoluma devam ediyorum. Allah bana ömür verdiği müddetçe Rabbim müsade ettiği kadar da devam edeceğim inşallah.
İşte böyle dostlar KADERİM HAYALİM OLDU